Özgür Özel: Bizi kavgaya çekmeye çalışıyor, Erdoğan’ın seviyesine inmemeye kararlıyım
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Bugün Recep Tayyip Erdoğan’a en sert cevapları vermek onun istediği bir şeydir. Bizi kavgaya çekmek istiyor. Dün seslendi ve ‘Biz önceki liderlerle kavga ederdik Özgür Efendi’nin sesi” dedi. duyulmuyor. Bu yüzden kavga etmiyoruz.” Ancak Özgür Efendi ona en düşük emekli maaşının 10 bin lira olduğunu hatırlatır. Yoksulluk asgari ücretinin 17 bin lira olduğunu hatırlatıyor. Geçim sıkıntısı ve enflasyonu hatırlatıyor, Türkiye’de de bunu konuşuyoruz. Yaptığı hakaretlerden dolayı kendisine hakaret etmemizi istiyor. Sorun konuşulmamalı. Yerel seçim atmosferinde sorunları değil, çalkantıları konuşalım. Onun seviyesine inmemeye çok kararlıyım. Bir kimse sandıktan aldığı yetkiyi unutup kendisini sandıktan üstün görüyorsa bunu millete hatırlatmak için vardır. Millet ona 31 Mart’ta doğrusunu yanlışını gösterecek. Aday göstermek her partinin en demokratik hakkıdır. Varoluşçu “Nedeni budur. Biz kimsenin aday göstermesine veya seçilmemesine müdahale etmiyoruz. Bir partinin aday göstermesi kendi hesabıdır. Bir parti aday göstermezse, o partinin aday göstermemesi iftirası demlenmiş olur.” Demlenmiş durumda ve aday gösterdiğinde bu sabah demli çay içerler, Devlet Bahçeli’ye ve Recep Tayyip Erdoğan’a sorarlar” dedi. .
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Cumhuriyet Halk Partisi 6. Genel Başkanı Deniz Baykal’ı vefatının yıl dönümünde Ankara Devlet Mezarlığı’ndaki mezarında andı. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, anma töreninin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özel, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın illerdeki belediyelerin AKP’ye bağlı olmaması halinde hizmet olmayacağı yönündeki açıklamalarına ilişkin soruyu şöyle yanıtladı:
“Dün Hatay’da yaptığı açıklamayı Zonguldak’ta da sürdürdü. ‘Ülkenin Cumhurbaşkanının eli Zonguldak’ta olursa hizmet gelir’ diyor. Recep Tayyip Erdoğan milli iradeden elini çekmelidir. Yaptığı tamamen milli iradeyi gasp etmektir. İrade özgürce oylanabildiği için kutsaldır. Recep Tayyip Erdoğan’a verildiğinde kutsal değildir, kendisine verilmediğinde kirli değildir. O, gücünü sandıktan aldığı gibi, tüm belediye başkanları da gücünü sandıktan alır. Tıpkı gerçek işverenin millet olması gibi, hem belediye liderlerinin hem de belediye başkanının belirleyicisi millettir. Cumhurbaşkanı millettir, bunun dışında deyim milli iradeye saygısızlıktır.
Bugün Recep Tayyip Erdoğan’a en sert cevapların verilmesi onun istediği bir şeydir. Bizi kavgaya çekmek istiyor. Dün, ‘Önceki liderlerle kavga ediyorduk ama Özgür Efendi’nin sesi duyulmuyor’ diye seslendi. O yüzden kavga etmiyoruz” diyor. Ancak Özgür Efendi ona asgari 10 bin liralık emekli maaşını hatırlatıyor. Bu ona 17 bin liralık sefil asgari ücreti hatırlatıyor. Maddi sıkıntıları, enflasyonu hatırlatıyor ve bize Türkiye’de bunu konuşuyoruz. Kendisine hakaret etmemizi istiyor. Sorundan bahsetmeyin. Yerel seçim atmosferinde sorunları değil, kargaşayı konuşalım. Ben onun seviyesine inmemekte çok kararlıyım. Var. Bir kimse sandıktan aldığı gücü unutup kendini sandıktan üstün görüyorsa, bunu insanlara hatırlatmak için millet 31 Mart’ta ona doğruyu ve yanlışı gösterecektir.
” “HER PARTİNİN ADAY BELİRTMESİ EN DEMOKRATİK HAKKIDIR”
Özel, DEM Partisi’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adaylığına ilişkin soruyu şöyle yanıtladı:
“DEM Partisi kendi sürecini yönetiyor, toplanıyor. Karar verilecek, mikrofonlar önümüzde. ‘DEM Partisi aday göstermeyecek. Size DEM olduklarını söylüyorlar, siz ne diyeceksiniz?’ Mikrofonlar karşımızdaydı, ‘DEM ile anlaşma yaptınız, İstanbul büyükşehirlerinde aday çıkarmıyorlar, sizi destekliyorlar, bu DEM Partisi ile anlaşma yapmak anlamına geliyor diyorlar, ne diyeceksiniz? ‘ Bu mikrofonlar neden Bahçeli’nin önünde değil? Bahçeli bu sabah demli çay mı içiyordu? Bu mikrofonlar neden Recep Tayyip Erdoğan’ın önünde? Terörle iş birliği mi yaptı?… İlk gün söyledim. Başak Demirtaş mı, yoksa Adaylar bugün açıklandı. Her biri. Aday olmak her partinin en demokratik hakkıdır. Aday göstermek her partinin en demokratik hakkıdır. Varoluş sebebidir. Kimsenin aday göstermesine müdahale etmiyoruz. Bir partinin aday göstermesi başlı başına bir hesaptır, bir parti aday göstermezse geriye kalır, aday gösterdiğinde ise telafi edilememiş olma iftirası bu sabahtır. demli çay iç, Devlet Bahçeli’ye ve Recep Tayyip Erdoğan’a sor.
LÜTFÜ SAVAŞ SORUSUNUN CEVABI
Özel, Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş’ın yeniden aday gösterilmesine ilişkin soruya ise şöyle yanıt verdi:
“Bizim o gece Hatay’da olmamız gerekiyordu, 6 Şubat’ta da orada olacağız. Hatay’da tabii ki protestolar vardı, hepiniz oradaydınız, hepinizin gözünün içine bakıyoruz, diyoruz ki, eğer varsa. 100 kelimelik protesto metninin 99’u hükümet aleyhineydi ancak hükümete karşı olan kaynaklar ‘Lütfü Savaş Efendi protesto edildi’ dedi. Evet Lütfü Bey’e yönelik sitemkar cümleleri hepimiz duymuşuzdur. Siyaset vatandaşın söylediklerini duyma sanatıdır, verdiği mesajı alma sanatıdır. CHP olarak her bölgede adaylarımızı çok yoğun bir şekilde belirledik. Arkadaşlarımızı erken aday göstererek takvimin son günü 20. Ama çok önceden aday belirleyerek adaylık sonrası ölçme ve değerlendirme anketlerine de önem veriyoruz. Yüksek örneklemle yapılan bu anketler, Bir şehirde yanlış yaptığımızın sinyalini verip vermediklerini değerlendiriyoruz.Milletin sesini duymak, tabi ki meydanda yükselen seslerin bir kısmını duymak da önemli, fikir veriyor.En önemli gösterge halkın sesini sandık önünde duymak çok yüksek örneklemlerle yapılan anketlerdir, anketlerde bir şey görürsek müdahale ederiz, bir şey görürsek müdahale ederiz.
Bütün siyasi partilerle açık temas halindeyiz. DEM ile buluşmamız gözlerinizin önünde. Ancak bazı toplantıları kimin, hangi kanalda, ne şekilde, ne vaatlerle yaptığını soruyor insanlar. Kimsenin atayacağı adaya, kimsenin atamayacağı adaya hiçbir itirazımız, minnetimiz yok. Ancak aday göstermezlerse dünyanın her yerinde bize hakaret edenlerin millete bir özür borcu var. Önlerine baksınlar. Hem DEM Partisi’nin, hem Yeniden Refah Partisi’nin, hem de tüm siyasi partilerin adaylarına başarılar diliyorum. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin dün saldırıya uğrayan belediye başkan adayını birkaç dakika içinde aradım. Demokrasiye saldırıdır. Kendi adayımız için yapılmasını düşünüyoruz.
Türkiye ALLIANCE’A İNANIYORUZ VE GÜVENİYORUZ
Bu seçim atmosferinde, tüm adayların özgürce propaganda yapabildiği, sandıkların ve seçmenlerin baskı altında olmadığı, en özgür propaganda ve en barışçıl seçimin 31 Mart’ta gerçekleşeceğini umuyorum. Tüm adaylara ve tüm siyasi partilere başarılar diliyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi adaylarını büyük ölçüde belirledi. Büyük bir seçim başarısı ve coşkusu için, Türkiye’nin gelmiş geçmiş en büyük ittifakı için yola çıkıyoruz. Bu ittifakın adı Türkiye İttifakıdır.
Son seçimlerde 11 büyükşehiri bize emanet eden milletimizin güvenine saygı duyduk. Güveninize çok iyi baktık. Şimdi onlardan bir beş yıl daha güven istiyoruz. Geçtiğimiz dönemde belediyemiz olmayan belediyelere ne yaptıysak, belediyesi olmayanlara da aynı güzel belediyeciliği vaad ediyoruz. Ankara’da siyasetçiler ittifak yapamayabilir ama millet sandıkta ittifak kurabilir. Türkiye’nin umudu Türkiye İttifakıdır. Son seçimde kurulan ittifaklarla büyük başarı elde eden seçmenler hâlâ kütüklere kayıtlı. O seçmenler Türkiye İttifakını büyütmeye devam edecek. Şehirlerimizi çalmayan, yeşil alanları yok etmeyen, yabancılara arsa vermeyen, arsa kirası oluşturmak için şehre karşı suç işlemeyen, çalışkan, dayanışma odaklı ve koruyan başkanlarımızla çalışmaya devam ediyoruz. Sosyal belediyecilikle yoksulların hakları. Kendi illerinde olmayan cumhurbaşkanları için Cumhuriyet Halk Partisi liderlerini göreve çağıracak Türkiye İttifakı’na inanıyor ve güveniyoruz.